Osmanlı Devleti
10.Sınıf Tarih Notları

Gerileme Dönemi

                                 
   
  GERİLEME DÖNEMİ PADİŞAHLARI     

     II.MUSTAFA            1695-1703
     III. AHMET               1703-1730
     I.MAHMUT               1730-1754
     III.OSMAN                1754-1757
     III.MUSTAFA           1757-1774  
     I.ABDÜLHAMİT      1774-1789
     III.SELİM                  1789-1807                                  

                              XVIII. YÜZYILDA OSMANLI VE AVRUPA DEVLETLERİNİN
                                                         DIŞ 
POLİTİKLARI

 Osmanlı Devleti
   18.yüzyılda Osmanlı Devleti üç büyük kıtada hüküm sürüyordu.Ancak Avrupalı devletler karşısında siyasi,ekonomik,askeri ve sosyal açısından gerileme içerisine girmiştir.Osmanlı Avusturya ve Rusya ile yapılan savaşlar sonucunda ağır kayıplara uğramıştı.Kadim bir dost olan Fransa ise topraklara saldırmaya başlamıştı.Bir yandan kaybedilen toprakları geri alma mücadelesi verilirken diğer yandan Avrupa devletleri arasındaki rekabet ve mücadeleden yararlanılarak ülkenin toprak bütünlüğünü korumaya, devletin geleceği için dünyanın değişen ve gelişen şartlara göre Nizam-ı Cedit ıslahatları yapılmaya çalışıldı.

Fransa
   Fransa uyguladığı politikalarla büyük bir imparatorluk kurmak istiyordu.Yapılan Yediyıl Savaşı’yla birlikte birçok sömürgesini İngiltere’ye bırakmak zorunda kaldı. Avrupa ve Akdeniz’e hakim olmak isteyen Fransa, en büyük rakibi İngiltere’yi yenmek için her türlü ittifakı yapabileceği bir politik benimsemiştir.18.yüzyıla kadar iyi ilişkiler içerisinde olduğu Osmanlı’dan bu dostluğun her zaman karşılığını da alan Fransa, çıkarları doğrultusunda Osmanlı toprağı olan Mısır’a saldırmış ve aleyhine gizlice Tilsit Antlaşması’nı imzalamıştır.

 İngiltere
    Dünya’nın ve Avrupa’nın büyük imparatorluklarından biri olan İngiltere, güçlü donanması ve diplomasiden iyi anlayan politikacıları sayesinde üzerinde güneş batmayan bir imparatorluk kurma yolundaydı.İngiltere için Osmanlı Devleti stratejik konumu, yer altı ve yer üstü kaynakları açısından büyük önem taşımaktaydı.İngilizler ve Ruslar sıcak denizlere iner ve Fransızlar ise Akdeniz ve Mısır’da hakimiyet kurarlarsa sömürgelerime zarar verebilir düşüncesiyle 1791 tarihinden itibaren Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü koruma politikası başlatmışlardır.

Avusturya
   Çok uluslu bir yapıya sahip olan Avusturya, milliyetçilik akımının çıkmasından endişe duyuyordu.Tarih boyunca Osmanlı Devleti’yle Orta Avrupa ve Balkan hakimiyeti yüzünden savaşan Avusturya, politikasında değişikliğe gitmiştir.Alman birliği için Avusturya, Prusya ile mücadele ediyordu.Ayrıca Rusların ve Fransızların milliyetçi propagandalarından da rahatsız oluyorlardı.Rusların Slav ırkının birliğini savunarak Balkanlarda yayılma politikası karşısında, Avusturya Ziştovi Antlaşması’ndan (1791) sonra Osmanlı Devleti ile barış politikası izlemeye karar vermiştir.

 Rusya
    Rusya kalkınmayı sağlamak amacıyla Avrupa ülkelerinde incelemelerde bulundu.Reformlar gerçekleştirerek kalkınmayı sağladı.İzleyici politikalar olarak sıcak denizlere inmek ve Baltık Denizi’ne sahip olmayı planladı.Rusya, Baltık Denizi’ne hakim olmak için İsveç,Balkanlar ve Orta Avrupa’ya sahip olmak içinde Lehistan üzerinde hakimiyet kurmayı plandı.Bir diğer hedefi ise Osmanlılarda Kırım’ı alıp Karadeniz’e ulaşmaktı. Daha sonra ise Balkanları ve Boğazları alarak Ege ve Akdeniz’e inip dünyada söz sahibi olmak istiyordu. Rusya da Avusturya gibi çıkarlı için Osmanlı Devleti’ni koruyup, Osmanlı topraklarına yayılmak isteyen Fransa ve İngiltere’ye engel olmak istemiştir.Aynı zamanda Kafkasya ve Orta Asya’da da genişlemeyi politika olarak benimsemişlerdir.

                                                           
                                                  18.YÜZYIL SİYASİ OLAYLARI

 
 Edirne Olayı(1703)

  Karlofça Antlaşması’ndan sonra padişah II.Mustafa devlet işlerinden iyice uzaklaşarak,Edirne’ye çekilmiştir.İstanbul’un siyasi ve iktisadi bakımdan ikinci plana düşmesi endişesi ve İstanbul’da yönetimi elinde bulunduran, Şeyhülislam Feyzullah Efendi’nin keyfi uygulamaları diğer devlet yöneticileri tarafından tepkiyle karşılanmıştır.II.Mustafa’nın Edirne’de olmasının sebebinin Şeyhülislam Feyzullah Efendi’nin emri olduğu haberinin halk arasında yayılmasıyla da İstanbul’daki huzursuzluğu arttırmıştır.Cebecilerin çıkardığı isyanlar diğer Kapıkulu bölüklerinin katılımlarıyla genişlemiştir.İsyancılar, Edirne’ye yürüyerek II.Mustafa’yı tahttan indirip yerine III.Ahmed’i çıkarmışlardır.Kişilere karşı yapılmış olan bu isyana ‘Cebeci Olayı’ da denilmektedir.


 
Osmanlı-Rus İlişkileri

 Prut Seferi(1711)

 Azak kalesine sahip olup Karadeniz yolunu açan Rusya, diğer amacı olan sıcak denizlere inme politikası nedeniyle Baltık Denizi’ne çıkmak için İsveç’le savaşa girmiştir.1709 yılında Poltova Savaşı’nda  Rus Çarı I.Petro, İsveç Kralı Demirbaş Şarl’ı yendi.Osmanlı Devleti’ne sığınan İsveç Kralı ile yapılan ittifaklardan rahatsız olan Rusya bunun üzerine Balkanlar’daki Ortodoks halkı kışkırtmaya başlayan Rusya’ya Osmanlı Devleti tarafından savaş açıldı.Yapılan savaşlarda I.Petro’nun bütün ordusunun kuşatılmasıyla barış istenildi.Yeniçerilere güvenilmemesi ve Kutsal İttifak’ın tekrar kurulması tehlikesine karşı Baltacı Mehmet Paşa, Rus Çarı I.Petro’nun barış teklifini kabul etti.Bunun üzerine 1711 tarihinde Rusya ile Prut Antlaşması imzalandı.

Bu antlaşmaya göre:
-Azak kalesi ve çevresi Osmanlı Devleti’ne geri verilecekti,
-Rusya, İstanbul’da elçi bulunduramayacaktı,
-Rusya, Lehistan’ın içişlerine karışamayacaktı,
-Ruslar, Osmanlı’ya bağlı Kazaklara saldırmayacaktı,
-İsveç Kralı ülkesine geri dönebilecekti.

 *Osmanlı Devleti’nin 1700 yılında İstanbul Antlaşması  ile Rusya’ya verdiği yerleri Prut Antlaşması’yla geri alması, Karlofça Antlaşması’yla kaybettiği toprakları da geri alabileceği düşüncesini ortaya çıkarmıştır. Bu durum Venedik ve Avusturya ile yeni savaşlara girişilmesinde etkili olmuştur.

 

1715-1718 Osmanlı-Venedik ve Avusturya Savaşları

  Rusya ile yapılan savaşlardan sonra Osmanlı önce Venedik, sonra Avusturya ile savaşlara girmiştir.

Osmanlı-Venedik Savaşlarının Nedenleri:
-Osmanlı Devleti’nin Karlofça Antlaşması’yla kaybettiği yerleri geri almak istemesi,
-Katolik Venediklilerin, Mora Yarımadası’ndaki Ortodoks Rumlara büyük baskı yapması ve halkın Osmanlı Devleti’nden yardım istemesi,
-Karadağ’da, Venedik’in kışkırtmasıyla Osmanlı Devleti’ne karşı isyan çıkması,
-Venediklilerin, Osmanlı yolcu ve ticaret gemilerine zarar vermesi

    Mora’da baskıya uğrayan Rumların yardım istemeleri üzerine Osmanlı Devleti, Silahtar Ali Paşa komutasında gönderdiği orduyla Venediklilere karşı üstünlük kurulmuş ve Mora Yarımadası geri alınmıştır. Bir sonraki hedefin kendisi olduğunu düşünen Avusturya, Karlofça Antlaşması’nın bozulduğu gerekçesiyle Osmanlı Devleti’ne karşı savaşa girdi.Petervaradin Savaşı’nda Avusturya ordusu Osmanlı ordusunu yenerek Temeşvar’dan sonra Belgrad’ı ele geçirdi Bu gelişmeler üzerine, Damat İbrahim Paşa, İngiltere ve Hollanda’nın da aracılığıyla Venedik ve Avusturya ile Pasarofça Antlaşması 1718 imzalandı.Bu antlaşmaya göre:

-Mora Yarımadası, Osmanlı Devleti’ne bırakıldı.
-Dalmaçya kıyıları, Arnavutluk, Hersek kıyılarındaki bazı kaleler Venediklilere bırakıldı. Böylece Venedikliler Ege kıyılarından uzaklaştırılmış oldu.
-Belgrad, Banat ve Sırbistan’ın kuzeyi ve Eflâk’ın batısı Avusturya’ya verildi.

 Önemi:

Belgrad’ın Avusturya’nın eline geçmesi bölgedeki güçler dengesinin Osmanlı aleyhine dönmesine neden oldu.Avusturya’nın yönünü Osmanlı’nın Balkanlardaki topraklarına çevirmesi üzerine yeni önlemler alınmasını sağladı.Osmanlı Devleti, Balkan topraklarında merkezi otoritesini güçlendirdi.Bu antlaşma Osmanlı Devleti’nin kaybettiği toprakları geri alma umutlarını sona erdirmiş ve Avrupa’yı daha yakından tanıma çabası içerisine sokmuştur.Böylelikle Patrona Halil İsyanı’na kadar sürecek olan Lale Devri başlamıştır.

 

Osmanlı-İran İlişkileri

  Kasr-ı Şirin Antlaşması’ndan bu yana süren uzun barış süresi Lale Devri başlarında başlayan savaşlarla sona ermiştir.Bu savaşların çıkmasının nedenleri:
-Batı yönünde meydana gelen kayıpların telafi edilmek istenmesi,
-Rusların, Kafkaslarda ilerlemesine engel olunmak istenmesi,
-İran’da iç karışıklıkların olması,
-İran’da yaşayan Sünnilere İran şahının baskı yapması

       Rusya’nın Hazar Denizi kıyılarını işgal ederek Şah Hüseyin oğlu Tahmasb’ı himayesine alması, Osmanlı Devleti’nin Rusya’yı bölgeden çıkarmak için İran’a sefer düzenlemesine neden oldu.Yapılan seferde Osmanlı Devleti İran’ı yenmiş, fakat Rusya ile savaş yapılmadan Fransa’nın araya girmesiyle Osmanlı Devleti ve Rusya arasında İstanbul Antlaşması imzalanmıştır.(1724)

Bu antlaşmaya göre:
-Hazar Denizi kıyıları ve Dağıstan Rusya’ya bırakılacak,
-Azerbaycan,Tebriz, Karabağ ve Revan Osmanlı Devleti’ne bırakılacaktı. 

*İstanbul Antlaşması Osmanlı Devleti ve Rusya arasında yapılan ilk ittifak antlaşmasıdır. Bu antlaşma sonucunda İran’ın kuzey toprakları iki devlet arasında paylaşılmıştır.

      İran’da yaşanan taht değişikliğinden sonra, yeni şah II.Tahmasb’ın İstanbul Antlaşması’nı kabul etmediğini bildirmesi üzerine, İran’la yapılan savaşların süresi uzamış oldu.Özellikle I.Mahmut’un tahta çıkmasından sonra etkisin arttıran savaşlarda Osmanlı ordusu, İran’ın eline geçen Tebriz ve Hemedan’ı geri aldı.Bunun üzerine Şah II.Tahmasb barış istedi.Osmanlı Devleti ile İran arasında Ahmet Paşa Antlaşması imzalandı.(1732)Bu antlaşmaya göre:

-Gence,Tiflis ve Dağıstan Osmanlı Devleti’ne kalacak,
-Tebriz,Hemedan ve Kirmanşah İran’a verilecek,
-Aras Nehri sınır olarak kabul edilecekti.

      Ahmet Paşa Antlaşması İran’da tepkiyle karşılanmış ve Türk boyu olan Afşarların başında bulunan Nadir Han ayaklanarak, II.Tahmasb’ın hükümdarlığına son vermiştir.Bir süre sonra Nadir Han, Osmanlı topraklarına girerek Kerkük, Musul ve Bağdat’a saldırmıştır.Savaşın uzaması her iki tarafı da yıpratacağından Nadir Han’ın barış isteğiyle birlikte İstanbul Antlaşması (1736) imzalanmıştır.Nadir Han’ın şahlığı da Osmanlı Devleti tarafından kabul edilmiştir.Böylelikle İran’da Safevi hanedanlığı sona ermiştir.Nadir Han’ın 1743’te başlattığı savaşlar sonucunda Kerden(II.Kasr-ı Şirin) Antlaşması imzalanmıştır.(1746) Bu antlaşmaya göre 1639 yılında imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması’nın sınırları esas olarak kabul edilmiştir.1746 yılında imzalanan Kerden Antlşaması ile günümüze kadar uzanan bir barış dönemi başlamıştır.

1736-1739 Osmanlı-Rusya ve Avusturya Savaşları

   Kırım topraklarında başlayan Osmanlı-Rus savaşları, Rusların Kırım’ı işgal ederek Azak kalesini almasıyla Osmanlı Devleti’nin aleyhinde gelişti.Aynı zamanda Ruslar, Osmanlı Devleti ile savaşan İran’a destek verdiler.Kırım hanı Fetih Giray’ın, Rusları yenerek Kırım’dan çıkarması, savaşların Osmanlı lehine dönmesine neden oldu.Bu sırada Don Nehri üzerindeki Rus donanması da imha edildi.

   Rusya’nın müttefiki Avusturya ve Sırbistan’da yapılan savaşlarda Osmanlı Devleti başarı sağlayarak Belgrad’ı geri aldı.Osmanlı Devleti, Rusya ve Avusturya karşısında üstün durumda iken Fransa’nın arabuluculuğuyla her iki devletle Belgrad Antlaşması imzalandı.(1739)

Bu antlaşmaya göre:

-Avusturya, Pasarofça Antlaşması’yla aldığı yerleri, Temeşvar ve Banat hariç olmak üzere geri verecek,
-Rusya, Azak Denizi ve Karadeniz’de savaş ve ticaret gemisi bulundurmayacak,
-Azak kalesi yıkılmak şartıyla Ruslara bırakılacak,
-Rus çarı protokol bakımından Fransa kralı, Avusturya imparatoru ve Osmanlı padişahına denk sayılacak,
-Kırım Hanı Rus topraklarına saldırmayacak,
-Bu antlaşmalar 27 yıl yürürlükte kalacak

 Antlaşmaların Önemi:

-Osmanlı Devleti’nin 18.yüzyılda batıda imzaladığı son kazançlı antlaşmadır.
-Osmanlı Devleti, Karadeniz’i yeniden Türk gölü haline getirmiştir.Ayrıca bu antlaşma Karadeniz’in Osmanlı’ya ait olduğunu belirten son antlaşmadır.
-Rusların, Karadeniz’e açılması ve Boğazları tehdit etmesi engellenmiştir.
-Osmanlı’nın Avrupa’ya açılan kapısı olan Belgrad yeniden ele geçirilmiştir.

 *Belgrad Antlaşmalarının imzalanmasında arabuluculuk yapan Fransa bunun karşılığında 1740 yılında Sultan I.Mahmut döneminde kendisine verilen kapitülasyonları sürekli hale getirmiştir.Kutsal topraklardaki Katoliklerin koruyuculuğu da Fransa’ya verilmiştir.

 

   1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşları

   Osmanlı Devleti ile Rusya arasında ara devlet olarak bulunan Lehistan önemli bir konuma sahipti.Rusya’nın Lehistan’ı nüfuz altına almak istemesi ve iç işlerine karışması, Osmanlı Devleti tarafından endişeyle karşılanıyordu.Rusların politikası ve Lehlerin Osmanlı’dan yardımı üzerine Rusya-Osmanlı ilişkileri savaşa dönüşmüştür.

Lehistan Meselesi:1763’te Leh kralı III.Ogüst’ün ölümü üzerine Rus çariçesi II.Katerina, Lehistan’a asker göndererek kendi taraftarı olan Stanislav Ponyotovski’yi Leh kralı seçtirdi.Leh halkı iç işlerine karışılmasından rahatsızlık duyarak Osmanlı Devleti’nden yardım istediler.Bunun üzerine Rusya Lehistan’a asker göndererek Lehistan’ın milli meclisini dağıttı.Sığınmak amacıyla Osmanlı’ya kaçan Lehlileri takip eden Rusya, Osmanlı sınırına girip Lehlileri ve Türkleri öldürmeye başlamışlardır.Bunun üzerine Osmanlı Devleti Rusya’ya savaş ilan etmiştir.(1768)

Savaşın Gelişmesi:Osmanlı Devleti’nin ordusunun ve donanmasının zayıf olduğu dönemde savaşa girmesi, Rusya’nın savaşı kazanmasını kolaylaştırdı.Kırım’da başlayan savaşlar Osmanlı Devleti’nin yenilgileriyle sonlandı.Kırım’ı işgal eden Ruslar, Besarabya, Eflak ve Boğdan’ı da işgal ederek Tuna Nehri’ne doğru ilerlediler.

Çeşme Baskını:Osmanlı Devleti üzerinde savaşların devamında da nüfuzunu devam ettirmek isteyen Rusya, Baltık Denizi’ndeki donanmasını harekete geçirdi.İngilizlerin yardımıyla Atlas Okyanusu ve Akdeniz yolu ile Mora Yarımadası’na kadar gelen Rus donanması halkı ayaklandırmaya çalışmış fakat çıkan ayaklanmalar Osmanlı Devleti tarafından bastırılmıştır.Mora’dan ayrılan Rus donanması Çeşme’ye giderek buradaki Osmanlı donanmasını yakmışlardır.(1770)Ruslar Çeşme zaferinden sonra Limni adasını işgal edip, kalesini de ele geçirmişlerdir.Fakat Çeşme olayından sonra Kaptan-ı Deryalığa getirilen Cezayirli Gazi Hasan Paşa, Rusları Ege Denizi’nden ve Çanakkale Boğazı’ndan uzaklaştırmışlardır.

 

   Kırım cephesinde ise Osmanlı Devleti Rusya’yı Kırım’dan çıkarmak için bir süre daha savaşları sürdürmüştür.Rusların, Eflak ve Boğdan’daki işgallerini genişletmesi, çıkarlarına ters düşen Avusturya’yı rahatsız etmiştir.Bunun için Osmanlı Devleti’ne yakınlaşmıştır.Bunun sonucunda iki devlet arasında gizli bir antlaşma yapılmıştır.III.Mustafa’nın ölümü üzerine, I.Abdülhamit döneminde, Avusturya ve Prusya’nın arabuluculuk yapmasıyla Osmanlı ve Rusya arasında Küçük Kaynarca Antlaşması imzalanmıştır.(1774)Bu antlaşmaya göre:

-Kırım’a bağımsızlık verilecek ve Kırım hanları sadece dini bakımdan Osmanlı halifesine bağlı kalacaktı,
-Rusya, bu savaşta işgal ettiği Eflak, Boğdan, Besarabya ve Akdeniz’deki adaları Osmanlı Devleti’ne geri verecekti,
-Kabartay arazisi,Azak kalesi ve çevresi Ruslara verilecek, iki devlet arasındaki sınır Buğ Nehri olacaktı,
-Rus Hristiyanları ve rahipleri kutsal yerleri serbestçe ziyaret edebilecek,
-Rusya, Karadeniz ve Akdeniz’deki Türk sularında serbestçe ticaret yapabilecek ve Fransa ile İngiltere’ye tanınan kapitülasyonlardan yararlanabilecek,
-Rusya, Balkanlarda istediği yere konsolosluk açabilecek ve İstanbul’da daimi elçi bulundurabilecekti,
-Osmanlı Devleti ise Rusya’ya savaş tazminatı ödeyecekti.

 Antlaşmanın Önemi:

-Karlofça Antlaşması’ndan sonra Osmanlı Devleti’nin imzaladığı en ağır antlaşmalardan bir tanesidir.
-İlk defa halkın çoğunluğu Türk ve Müslüman olan bir toprak kaybedilmiştir.Böylelikle Kırım, Rusya’nın müdahalesine açık hale gelmiştir.
-Osmanlı Devleti, devletlerarası siyasi ilişkilerde ilk kez halifelik gücünden yararlanmıştır.
-Kırım halkı ile dini ve kültürel bağlar devam ettirilerek bölgedeki etkinlik sürdürülmek istenmiştir.
-Karadeniz’in Türk gölü olma özelliği sona ermiştir.
-Ruslar, Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışma fırsatı elde etmiştir.Bunu Ortodoks halkın koruyuculuğunu alması ve istediği her yerde konsolosluk açabilme yetkisiyle sağlamıştır.
-Rusların güneye inme politikasında önemli bir yer olan Karadeniz’e inme tamamlanmıştır.
-Ruslar ilk kez Osmanlı Devleti’nden kapitülasyonlar elde etmişlerdir.
-Osmanlı Devleti ilk kez savaş tazminatı ödemiştir.
-Ruslar, Balkanlar’daki azınlıkların kışkırtmasına zemin hazırlamış ve Boğazlar, Rusların tehdidine açık hale gelmiştir.
-Rusya, Fransa ve İngiltere’den sonra en güçlü devlet haline gelmiştir.
-Osmanlı Devleti, bu savaşa Lehistan’ın himayesi için girdiği halde savaş sonunda Lehistan’ın toprakları paylaşılmıştır.(1772)

 
 Küçük Kaynarca Antlaşması Sonrası

    Ruslar, Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan sonra Kırım’ı ele geçirmek için propaganda başlattı.Kırım devlet adamları, Türk ve Rus yanlısı olarak ikiye ayrıldı.Kırım’da milli birlik bozuldu.Kırım Hanı Sahip Giray’ın 1775’te hanlığı bırakması üzerine 1777’de Rus yanlısı Şahin Giray, Kırım’ı yönetmeye başladı.Şahin Giray’ın yönetimini kabul etmek istemeyen halk isyan etti.Şahin Giray’ın daveti üzerine Rus ordusu Kırım’a girdi.Osmanlı Devleti de bu duruma karşı çıktı.İki devlet arasında savaş çıkmasını Fransa önlemiştir.1779’da Aynalıkavak Tenkihnamesi imzalanmıştır.Bu sözleşme ile Rusya, Kırım’daki kuvvetlerini geri çekti.Osmanlı Devleti ise Şahin Giray’ın Kırım hanı olmasını onayladı.Rusya, bu antlaşmadan sonra Avusturya ile Osmanlı topraklarını paylaşmak için antlaşma yaparak 1783 yılında Kırım’ı kendi topraklarına kattığını dünyaya ilan etti.

 
 Grek ve Dakya Projeleri

  Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Prens Potemkin, Doğu Sisteminin Büyük Planı adıyla Osmanlı Devleti’ni yıkma projesi hazırladı.  Projeye göre Türkler, Avrupa’dan atılacak, İstanbul merkez olmak üzere bir Rus prensinin yönetiminde Grek Devleti kurulacaktı.
   Dakya projesi ise Rusya ve Avusturya arasında Osmanlı topraklarını paylaşmak amacıyla hazırlanmıştır.Projeye göre Eflak-Boğdan, Besarabya’da yani Dinyester ve Tuna Nehirleri arasında Dakya adıyla Rusya ve Avusturya’ya bağımlı bir devlet kurulacaktı.

 
1787-1792 Osmanlı-Rusya ve Avusturya Savaşları

  Rusya’nın Kırım’ı ele geçirmesi, Osmanlı topraklarında yayılma isteği yarattı.Osmanlı Devleti’ni yıkmak amacıyla Avusturya ile bir antlaşma imzaladı.Yaptıkları antlaşmayla Grek Projesi’ni uygulamak istediler.Projeyi öğrenen Osmanlı Devleti, Rusların antlaşmalara uymaması ve genişleme politikası karşısında, İngiltere ve Prusya’nın da kışkırtmasıyla Rusya’ya savaş açtı.(1787)

 Savaşın Nedenleri:

-Osmanlı Devleti’nin Kırım’ı geri almak istemesi,
-Rusya’nın genişlemesinin engellenmek istenmesi,
-Rusya ve Avusturya’nın Osmanlı topraklarını kendi aralarında paylaşarak Bizans İmparatorluğu’nu İstanbul merkezli olmak üzere yeniden kurmak istemesi

     Savaşa Rusya’nın yanında giren Avusturya’ya karşı, İsveç ve Prusya Osmanlı Devleti’nin yanında yer aldı.İki cephede birden savaşan Osmanlı Devleti, İsveç’in Rusya’ya savaş açmasına rağmen yenildi.Ruslar; Yaş, Hotin ve Özi kalelerini bu bölgedeki Müslümanları katlettiler.Bu duruma üzülen I.Abdülhamit hastalanarak öldü.Tahta çıkan III.Selim devletin yeniden yapılanması için ıslahat yapılması gerektiğini ve bunun içinde uygun bir barış ortamının gerektiğini düşünüyordu.Bu sırada da Lehistan halkı ayaklanmıştı.Avusturya’nın genişlemesini çıkarlarına ters bulan Prusya’nın Osmanlı Devleti’ne desteği ve Fransa’da meydana gelen ihtilalin Avusturya üzerine olumsuz etkileri sonucunda, Osmanlı ile Avusturya arasında 1791 Ziştovi Antlaşması imzalanarak savşalara son verilmiştir.Bu antlaşmaya göre:

-Avusturya savaş öncesi sınırlarına çekilecek,
-Osmanlı-Rus savaşlarında Avusturya tarafsız olacaktı.

     Savaşta yalnız kalan Rusya, Osmanlı Devleti’yle savaşlara bir süre daha devam etmiş ve ardından iki devlet arasında 1792 Yaş Antlaşması imzalanmıştır.Bu antlaşmaya göre:

-Osmanlı Devleti, Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunu kabul edecek,
-Dinyester Nehri iki devlet arasında sınır olacaktı.

 

                                                                         18. YÜZYIL ISLAHATLARI

 
Lale Devri ve Islahatları

 18. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Avrupa ülkeleriyle barış amaçlı imzaladığı Pasarofça Antlaşması’yla başlayıp,İstanbul’daki lüks ve israftan rahatsız olup isyan çıkan Patrona Halil İsyanı’yla son bulan döneme Lale Devri denir.
   Lale Devri’nin en önemli devlet adamı olan Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, ıslahatlarda asıl yetkili kişi olmuş ve padişah III.Ahmet’in de desteğini alarak Avrupa’daki gelişmelerden yararlanma yoluna gidilmiştir.

 Yapılan Islahatlar

-Avrupa’nın Viyana, Paris gibi önemli başkentlerinde geçici elçilik heyetleri gönderilmiştir.
-Osmanlı Devleti’nde gayrimüslimlerin matbaası dışında ilk Türk matbaası Sait Efendi ve İbrahim Müteferrika tarafından 1727 yılında kurulmuştur. Dini kitaplar dışındaki eserlerin basılmasına izin verilen matbaada ilk kitap Vankulu Lügati’dir.
-Yangınlar için 1720 yılında İstanbul’da Yeniçeri Ocağı’na bağlı olarak Tulumbacı Ocağı kurulmuştur.
-Yalova’da kâğıt, İstanbul’da da kumaş fabrikaları ile çini imalathanesi açılmıştır.
-Tıp alanında çiçek aşısı ilk kez uygulanmıştır.
-Doğu ve Batı Klasiklerinden birçok eser Türkçeye tercüme edilmiştir.
-Mimari alanda Avrupalı mimarlar ve eserler örnek alınmıştır.
-Kütüphanelerin açılmasına önem verilmiştir.

 Islahatların Önemi

-Bilim, teknik, sanat ve kültürel alanda yapılan birçok yenilikte Avrupa etkisi görülmüştür.
-Osmanlı Devleti’nde, batı tarzı mimari eserler inşa edilmesi sivil mimariyi ön plan çıkarmıştır.
-Avrupa tarzı ıslahatların yapılması Avrupa’nın üstünlüğünün kabul edildiğinin göstermektedir.

I.Mahmut Dönemi Islahatları

 Patrona Halil İsyanı’ndan sonra tahta çıkan I.Mahmut, saltanatının ilk dönemlerinde isyanlarla uğraşmıştır.Orduya önem verilmesi gerektiğini vurgulayan I.Mahmut, yaptığı ıslahatlarda Avrupa ordularının teknik özelliklerinden yararlanmıştır.Bu yönüyle yapılan ıslahatların çoğu askeri alanda gerçekleşmiştir.

Yapılan Islahatlar

-Humbaracı Ahmet Paşa, Osmanlı ordusundaki Humbaracı ve Topçu ocaklarına Avrupa tarzına uyarak yeniden düzenlemiştir.Bunun için Üsküdar’da Humbaracı Ocağı kurarak ocağı yenilemeye çalışmıştır.
-Osmanlı ordusunda yapılacak değişikliklerle ilgili raporlar padişaha sunulmuştur.
-Ordunun daha iyi yönetilmesi için subay yetiştirmek amacıyla Hendesehane açılmıştır(1734)
-Osmanlı orduları bölük,tabur ve alay sistemine göre yeniden düzenlenmiştir.

 *Yapılan ıslahatların olumlu etkisi 1736-1739 Osmanlı-Rus ve Avusturya Savaşları’nda görülmüştür.

 
III.Mustafa Dönemi Islahatları

  Yenilikçi düşünceye sahip olan III. Mustafa döneminde önemli ıslahatlar yapılmıştır.Bu ıslahatlarda yer alan Sadrazam Koca Ragıb Paşa’nın gayretleri ve Macar asıllı Baron dö Tot’un çalışmaları sayesinde birçok yenilik hayata geçmiştir.

Yapılan Islahatlar

-Topçu Ocağı ıslah edilerek Hasköy’de modern bir top dökümhanesi açılmış, ayrıca ağır topların yanında hafif toplarda dökülmeye başlanmıştır.
-Avrupa tarzında Sürat Topçuları Ocağı kurulmuştur.
-Deniz subayı yetiştirmek amacıyla Deniz Mühendishanesi açılmıştır.
-Tersaneler ıslah edilerek gemi inşasına hız verilmiştir.Ayrıca Çeşme Baskını’nda yakılan donanmanın yerine yeni bir donanma inşa edilmiştir.
-Lüks ve israftan kaçınılarak lüzumsuz masrafların önüne geçilmeye çalışılmıştır.
-Fransızcadan çeşitli eserler tercüme edilmiştir.

 I.Abdülhamit Dönemi Islahatları

 I.Abdülhamit, kendi dönemindeki savaşlarda yapılan ıslahatların yetersiz olduğunu ve yenilikleri arttırarak devam ettirilmesi gerektiğini düşünmüştür.Bunun için yurtdışından danışman getirtmiştir.Bu dönem ıslahat hareketlerinin önde gelen devlet adamları Sadrazam Halil Hamit Paşa ve Cezayirli Gazi Hasan Paşa’dır.

 Yapılan Islahatlar

-Sürat Topçuları,Lağımcı ve Humbaracı Ocakları genişletilerek ıslah edilmiştir.
-Haliç,Karadeniz ve Ege Denizi’nde yeni tersaneler kurularak,İngiliz ve Fransız gemileri tarzında yeni gemiler inşa edilmiştir.
-Avrupa’dan çok sayıda teknisyen ve uzman getirilerek Osmanlı’da görevlendirilmiştir.
-Kapıkulu askerlerinin gerçek sayıları belirlenmiş ve ulufe alım-satımı yasaklanmıştır.
-Savunma amaçlı İstihdam Okulları açılmıştır.
-Levent teşkilatı kaldırılarak, Anadolu’dan denizci asker yazımına son verilmiştir.
-Yerli malı kullanımına önem verilmiştir.
-Tımar sistemindeki bozulmalar giderilmeye çalışılmış ve yeni düzenlemeler yapılmıştır.
-Mali alanda en önemli ıslahatlardan biri olan ve temeli iç borçlanma esasına dayanan ‘Esham Usulü’ uygulanmıştır.(1775)

 III.Selim Dönemi Islahatları

  Şehzadeliği sırasında ıslahat hareketlerinin içinde bulunan III.Selim tahta çıktığı andan itibaren Osmanlı Devleti’ni kuvvetlendirecek köklü değişiklikler yapmak istemiştir.III.Selim’in asıl amacı bozulan alanlarda ve orduda yenilik yapmaktı.Bunun için yapılacak ıslahatlarda temel esasların Avrupa ölçülerine uygun olmasını sağlamak ve Avrupa’daki gelişmeleri daha yakından tanımak için Ebubekir Ratıp Efendi’yi Viyana’ya göndermiştir.Ratıp Efendi gerekli incelemeleri yaparak hazırladığı raporu sunmuştur.Ayrıca dönemin devlet adamları da yapılabilecek çalışmaları rapor haline getirip III.Selim’e sunmuştur.Bu raporlarda ağır basan eksiklerin askeri alanda olduğuna karar verilmiştir.Bunun üzerine III.Selim ıslahatlarına da adına veren Nizam-ı Cedit Ordusu kurulmuştur.

 Yapılan Islahatlar

-Avrupa tarzında teşkilatlandırılıp eğitilen ilk ordu olan Nizam-ı Cedit ordusu kuruldu.Bu ordudaki askerlerin çoğunluğunu Anadolu’dan getirilen askerler oluştururlarken, bir kısmı da yeniçeri ocaklarından alındı.Nizam-ı Cedit ordusunun eğitimi için Levent ve Selimiye Kışlaları inşa edildi.Askeri alanda yapılan bu ıslahatların masraflarını karşılamak için İrad-ı Cedit adıyla özel bir hazine, ayrıca bu hazinenin hesaplarını tutmak için İrad-ı Cedit Defterdarlığı oluşturulmuştur.
-Görev yerlerinde bulunmayan tımar ve zeamet sahiplerinin görevlerine son verildi .Son savaşlara katılmayan tımarlı sipahilerin dirlikleri ellerinden alındı.
-Donanmanın ıslahına ve genişletilmesine önem verildi.Modern gemilerin yapımları hızlandırıldı.
-Kapıkulu ocakları için yeni düzenlemeler yapıldı ve yeniçerilere eğitim zorunluluğu getirildi.
-Mühendishane-i Berr-i Hümayun(Kara Mühendishanesi) ve Mühendishane-i Bahr-i Hümayun(Deniz Mühendishanesi) okulları geliştirildi.Bu okulların eğitim kadrolarında yabancı uzmanlara yer verilirken, mühendishanede fizik,matematik,topçuluk ve harp sanatı ile ilgili birçok eserin yer aldığı bir kütüphane kurulmuştur.
-Rüşvet ve iltimasın önüne geçilerek, tayinlerde ve eyalet yönetimlerinde yeni esaslar getirildi.
-İlmiye sınıfının ıslahına çalışılırken, bu amaçla, yabancı dillerden Türkçe’ye tercümeler  yapılmıştır.Nizam-ı Cedit’in tanınmasına adına Fransızca eseler yazılmıştır.Ayrıca devletin ilk yabancı resmi dili de Fransızca olmuştur.
-Üsküdar’da Darü’t-tıbaati’l-amire adıyla resmi devlet matbaası kuruldu.
-Avrupa’daki birçok yerde daimi elçilikler açıldı.

    III.Selim döneminde yapılan Nizam-ı Cedit ıslahatları; yeniçerilerin tepkisi, kurulan hazinenin halka yeni vergiler yüklemesinin tepkiyle karşılanması, devlet adamlarının lüks ve israfa dalması, ilmiye sınıfının Avrupa tarzı ıslahatları hoş karşılamaması ve yabancı elçilerin olumsuz tepkileri sonucunda Kabakçı Mustafa İsyanı’yla son bulmuştur.Kabakçı Mustafa İsyanı sonucunda isyancılar yapılan bir çok yeniliği ortadan kaldırarak, III.Selim’i tahttan indirmiş ve yerine IV.Mustafa’yı tahta çıkarmışlardır.

 *Tahttan indirildikten kısa bir süre sonra öldürülen III.Selim Osmanlı tarihinde yenilik yapmak istediği için öldürülen ikinci padişahtır.(Birincisi Genç Osman’dır.)

**III.Selim’in kuruduğu Nizam-ı Cedit ordusunun başarısı, 1798 yılında Fransızların Mısır’ı işgalinde görülmüştür.Osmanlı ordusu Akka önlerinde Napolyon Bonapart’ın yönettiği Fransız ordusunu yenilgiye uğratmıştır.

 
18.YÜZYIL ISLAHATLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ

-Osmanlı Devleti ilk defa Avrupa’nın üstünlüğünü kabul etmiş ve Avrupa etkisinde ıslahatlar yaparak Batı’daki gelişmelerden yararlanma yoluna gitmiştir.
-Islahatlarda padişah ve devlet adamları etkili olmuş,halkın istekleri dikkate alınmamıştır.Bu durum ıslahatların yeterli desteği kazanamamasına sebep olmuştur.
-Savaşlardaki başarısızlıklar ve devlet adamlarının ileri sürdüğü görüşler üzerine yapılan ıslahatların çoğu askeri alanda olmuştur.
-18. yüzyıl ıslahatlarının 17. yüzyıl ıslahatlarına göre daha köklü ve sistemli olmasına rağmen, yeniçerilerin tepkisiyle karşılaşması ve isyanlar nedeniyle amacına ulaşamamıştır. 


















 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol